Novara’da harika bir sezon geçiren Ebrar Karakurt, Scoreboard Magazine’in sorularını içtenlikle yanıtladı.
İtalyan ekibi Igor Gorgonzola Novara’da çekilmez bir dönem geçiren Ebrar Karakurt, Scoreboard Magazine’in sorularını yanıtladı. ayrıntılar ⬇️
Igor Gorgonzola Novara’da olağanüstü bir dönem yaşayan Ebrar Karakurt, yeni dönemde Rusya’da Lokomotiv Kaliningrad forması giyecek.
Milli voleybolcu, İtalya Ligi’nde Igor Gorgonzola Novara ile normal dönemin gol kralı olmayı başardı.
500 puan barajını (510) aşan tek oyuncu unvanını da alan Karakurt, Türk voleybolunun da adına imza attı.
Filenin Sultanları’nın yıldızı İtalya’daki kariyeri, Vargas, milli takım ve Beşiktaş hakkında Scoreboard Magazine’e samimi açıklamalarda bulundu.
Yıldız voleybolcu, oradaki hayatından kariyerine, neden İtalya’yı seçtiğinden milli takımda yeni döneme kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu.
“İtalya benim için çok hoş bir deneyimdi. Artık bu deneyimin sonuna geldim.
Burada bulunduğum süre boyunca kendime ve takıma çok şey kattığıma eminim. İtalya’da hedeflerimin ne kadarını başardığıma gelince, altın madalyaya yaklaştığımız, gümüş madalyada takılıp kaldığımız bir maceraydı. Ne olursa olsun Novara’nın bende özel bir yeri olacak.
Bir röportajınızda ’10 yaşındayken hedefim İtalya’ydı’ diye bir sözünüz var. Peki bunun sebebi nedir?
Nedeni de renkler… Küçük bir çocukken İtalya’da tarlaların rengarenkliği dikkatimi çekerdi. Ve bir gün ben de bu sahalarda oynayacağım dediğimi hatırlıyorum.
Türkiye ve İtalya en uygun kadroya sahip ligler. İki yerde de oynadınız, farklar neler?
Aslında birçok açıdan iki lig de bire bir. Baskıyla başa çıkmak zorunda olduğunuz, başarının gerekli olduğu ve beklendiği ligler. Bir farklılıktan bahsedecek olursam; Türkiye liginde sahada belli kurallar vardır… Teknik direktör size neyi, ne zaman, nasıl yapacağınızı söyler ve bunların dışına çıkmak da doğru görülmez. İtalya’da birçok şey oyuncunun inisiyatifiyle ilgili. Bir davranışınızda onun doğru mu yanlış mı olduğunu kendiniz anlamalı ve kendiniz bir analiz bulmalısınız. Burada daha özgür bir voleybol oynanıyor diyebilirim. Bu nedenle maçlarda ve antrenmanlarda çok komik senaryolar çıkabileceğini düşünüyorum.
Oynadığınız mevki düşünüldüğünde sizden çok şey bekleniyor. Basıncı yönetmek zor mu? Yoksa açgözlülük her şeyi fetheder mi?
Baskıyı yönetmek zordur. Zihinsel ve fiziksel hazırlık gerektirir ve ikisi ortada olduğunda daha kolay hale gelir. Yazın milli takımda, kışın da kulüp döneminde durmadan oynuyoruz. Ve her maçın senden bir beklentisi var. Zaman zaman bu beklentileri karşılayamamak alışılmadık bir durum değil.
Milli takıma dönersek yeni bir dönem başladı. Bu size ne gibi değişiklikler getirecek?
Öncelikle eski Baş Antrenörümüz Giovanni’ye bana ve ekibe kattığı birçok şey için teşekkür etmek istiyorum. O benim için çok farklı bir hoca, bu günlere gelmemde gerçekten emeği geçen insanların başında geliyor. Umarım yeni dönem hepimize çok güzel şeyler getirir.
Vargas’ın da kadroya katılmasıyla güçlendiğimizi düşünüyorum.
Yeni eğitmenimizle tanışmak ve çalışmak için sabırsızlanıyorum. İnşallah önümüzdeki yıllarda da hep birlikte büyük başarılara imza atacağız.
Diğer spor dallarını takip ediyor musunuz? İlgiyle izlediğiniz ve örnek aldığınız bir sporcu var mı?
Futbolu takip ediyorum ve fırsat buldukça maçları izlemeyi seviyorum. Beni sosyal medyadan takip edenler bilir, paylaşımlarımdan da anlaşılacağı üzere çok sıkı bir Beşiktaş taraftarıyım. Örnek aldığım sporculara gelince, voleybola ilk başladığımda doğal olarak birçok ismi örnek aldım ama ne yazık ki şu anda voleybolu bıraktılar.
Türkiye’de futbol konuşulduğu söyleniyor. Bunu değiştirdiğini düşünüyor musun?
Futbol ve voleybolu karşılaştırmak istemiyorum. Çünkü her iki branş da ülkemizin değer verdiği sporlar arasında yer alıyor. Son yıllarda yakaladığımız başarılar sayesinde ön planda olduğumuz için her zamanki gibi keyifli olduğumu söyleyebilirim.
Saç renklerinizle ön plana çıkan birisiniz. Yeni başarılardan sonra farklı bir renk mi göreceğiz?
Evet, daha önce birçok renk yaptım ama şu anda yeni bir renk deneyeceğimi sanmıyorum. Pembe renginin benimle uyumlu olduğunu düşünüyorum ve pembe ile gideceğimi düşünüyorum.
Peki, Ebrar’ın buraya gelmesi kolay oldu mu? İlk voleybola başladığınız dönemde zorluklardan vazgeçmeyi düşündünüz mü?
En üst seviyede oynuyoruz. Bu seviyede spor yapan her sporcunun zorluklarla mücadele etmesini bildiğini düşünüyorum. Zorlandığım zamanlar oluyor elbette ama beni ben yapan zorluklarla baş edebilme yeteneğim.
Bütün gözler senin üzerinde. Örnek bir sporcu olmak, voleybolu seven genç kızları izlemek nasıl bir duygu?
Çocukları çok seviyorum. Onları işimle motive edebilirsem, onlara bir şeyler katabilirsem benim için büyük keyif olur. Voleybol ülkemizin en sevilen sporu haline geldi. Açtığımız yolda yerimizi alacak yeni neslin idolü olmak çok güzel bir duygu. Onlar da oburlarının putları olacaklar. Bu sporun keyifli yönlerinden sadece bir tanesidir.
Sosyal medyayı da aktif olarak kullanıyorsunuz. Instagram siz ve hayranlarınız arasında bir köprü mü yoksa sadece stres mi atıyorsunuz?
Instagram benim de eğlendiğim bir platform, diğer sporcular gibi ben de anlamlı bir şekilde kullanmayı sevmiyorum. Beni takip eden insanlara karşı daha şeffafım ve beni ben yapan da bu.
Voleybol bir dönemin en ağır branşlarından biridir. Peki Ebrar boş zamanlarında ne yapıyor?
Gerçekten yoğun bir programımız var ve bence bunun değişmesi gerekiyor. Evet herkes performans tarafını, oyunumuzu görüyor ama perde arkasına baktığımızda sakatlıklar diz boyu. Özellikle antrenman günlerimde evimde vakit geçirmeyi sevenlerdenim.. Tatil günlerimde yeni yerler keşfetmeyi seviyorum. 1-2 günlük bir izinle hızla Ayvalık’a kaçıyorum ve Türkiye’deyken ailem ve sevdiklerimle orada vakit geçiriyorum. Gerçekten İtalya’da gezilecek ve görülecek çok yer var. Burada olmadığım zamanlarda bu yerleri ziyaret etmeyi seviyorum.
